Cami nakkaş, mimari bir eserde, özellikle cami, türbe, mescid gibi dini yapıların kubbelerini, tavanlarını ve iç duvarlarını sıva, ahşap, bez, taş, deri gibi gereçler üzerine renkli boyalar, kabartma süslemeler ve bazen de altın varak kullanılarak, ince uzun kıllı, kalem tabir edilen fırçalarla yapılan süsleme sanatına denir.
Bu işlemi yapan kişiye de kalemkar denir. Süsleme sanatları milletlerin kültür, sanat anlayışını ve tarzını gösteren unsurların başında yer alır. Her milletin kendine ait süsleme sanatları mevcuttur ve bunlara bakılarak çeşitli çıkarımlarda bulunulabilmektedir. Asırlar boyu çok geniş bir alana yayılmış olan Türk boylarına ait pek çok cami nakkaş örneği ile karşılaşmak mümkündür. Uzun yıllar çok farklı inanç ve sanat anlayışına sahip olan toplum ve medeniyetler ile ilişkide olan bu Türk boylarının, yapmış olduğu ilim ve sanat ilişkileri nedeni ile günümüzde zengin ve benzeri bulunmayan bir kültür hazinesine sahip olduğumuzu görmekteyiz.
Bu sanat anlayışının en önemli dönemi olan 15-16yy zamanlarında yapılan farklı motif ve kompozisyon tasarımları ile sonraki çağlara sanat açısından ışık tutmuş ve gelişime katkıda bulunmuştur. Bugün neredeyse yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olan bu sanat türünün, günümüze orjinalliğini kaybetmeden gelen kalemişi örnekleri az bulunmakta ve mutlaka yapısına uygun koruma gerektirmektedir. Mevcut klasik eserlerimizdeki kalemişleri o dönemin sanat anlayışını, desen ve kompozisyonlrarın karakteristik özelliğini yansıtmakta olduğu için çok önemli bir yere sahiplerdir.
Nakkaşlar, eserlerini sadece kitaplara yapmakla kalmayıp, camilerin, sarayların, konakların, türbelerin, mescidlerin ve bazı evlerin çeşitli yerlerine resmetmişlerdir. İlk örneklerini Topkapı Sarayı ‘nın bazı bölümlerinde ve duvarlarda gördüğümüz bu tip duvar resimleri, daha sonra evlere, konaklara da yapılmıştır. İstanbul´da yaygın olan duvar resimleri bazı Anadolu şehirlerinde de görülür. Bunlarda, genellikle İstanbul hasretinin dile geldiği İstanbul manzaraları vardır ve çoğu, İstanbul ‘dan giden nakkaşlar tarafından yapılmıştır.
Bu gibi eserler zaman zaman resmi idareler tarafından yapılan bazı restorasyon çalışmaları ile aslına uygun olarak korunmaktadır. Bazen de mevcut orjinal nakışlar tahrıbata uğradığı görülebilmektedir. Özellikle, yapılan restorasyon çalışmalarında, ahşap üstü kalem işlerine müdahale edilmemiştir. Osmanlının son dönemi ve batıya yönelme dönemi ile klasik devir etkisini azaltarak yerini batı etkisi ile oluşan uslüp (ampir, barok, rokoko ) kalemişleri uygulanmaya başlamıştır.